Gökyüzü kizila bulanmis, bir serinliktir cökmüs; ucsuz bucaksiz arazide agir ama zarif adimlarla bir fil sürüsü sakince ilerliyor. Derken fildisi avcilarinin giderek yaklastigini belli eden tüfek atislari... Süknet yerini panige birakirken, yeri titreten devasa adimlarin altinda simdi telasin gümbürtüsü hakim. Kara Afrika bir kez daha kana bulaniyor.


Romain Garyye ilk Goncourt Ödülünü kazandiran Cennetin Kökleri, filleri, tarihöncesi caglardan miras bu soylu yaratiklari, en büyük düsmani haline gelmis insanoglunun ellerinden kurtarma mücadelesi veren bir özgürlük savascisinin hikayesini anlatir.


Nazilerin toplama kamplarinda tutsak düsen Morel, Afrikanin gercek sa hipleri olan filleri yeryüzündeki en özgür hayvanlar olarak kederine ve düsüncesine ortak eder. Kurtulmayi basardiginda ise hayatini onlarin katlini durdurmaya adamaktan baska yolu yoktur artik. Insanligin filizlendigi bu topraklardan esaret altindaki zihnin engin okyanuslarina dalanlara, doganin lisanini konusanlarin tamtamlarindan yükselen karsi konulmaz bir cagridir bu. Peki bu kadim savasin ortasinda yasami onurlandirmak, gözünü güya hep ileriye dikmis medeniyetin tanki ve topuyla sürdürdügü bu vahsi talanin önüne gecebilmek mümkün müdür


Insanlik onuru icin canini hice sayanlardan, inancin kudreti ve direnisin yüceligine inananlardan tabiata bir saygi durusu.